Buğdayın anayurdu tarımı ilk başlatan insanların yaşadığı Anadolu sayılabilir. Göbeklitepe kazıları bunu 10.000 yıl öncesine kadar dayandırdı. Göbeklitepe’de buğday depolama alanlarına bile rastlandı. Bu dönemde insanlar unu, su ve tuz ile yoğurarak yassı taşların üzerinde ve köz ateşinde pişirmişler. Ama bu besinin çok lezzetli olmadığını ve çabucak bayatladığını insan tahmin edebiliyor. Ancak mayanın keşfedilmesiyle ekmek lezzetlenebiliyor. Günümüzde de tahıllar hala en büyük besin kaynağımız.
Ama maden devrinden kalma bir tahıl olan dinkel, 5000 bin yıl önce Asya’da yetişen, buğdayın atası ve vahşi şekli olarak biliniyordu. İlk olarak Ortaçağ’da ekilen dinkel organik gübreyle üretildiği için bol ürün vermiyordu ve zamanla unutuldu. Günümüzde ise özellikle Avrupa’da sağlığına önem veren ve genetiği değiştirilmemiş buğday yemek isteyenler tarafından yoğun biçimde tüketiliyor. Kalorisi de oldukça düşük. Ama vitamin ve mineral açısından çok iyi. Şimdilerde üretilen dinkel ekmekleri içindeki üzüm konsantresi nedeniyle uzun süre bayatlamıyor. Doğal olarak nemli bir ekmek ve fındıksı bir tada sahip. Kuvvetli antioksidanlar içeriyor. Kesinlikle genetiği bozulmamış buğdaydan yapılıyor. Yaklaşık 4 kilo ağırlığındaki bir dinkel ekmeğini dondurucunuzda aylarca saklayabilirsiniz. 100 gramlık bir dilim ekmek ise 235 kalori veriyor.