Şu sıralarda sinemalarda gösterime giren Stajyer adlı film Robert De Niro’nun gelmiş geçmiş en büyük oyunculardan biri olduğunu bir kez daha ispatlıyor. Komedi türü diyebileceğimiz film ise aslında kadınlar için çok önemli olan bir noktayı tatlı tatlı anlatıyor. 70 yaşında, emekli ve kibar bir adam rolündeki De Niro, internet üzerinden giysi satışı yapan bir firmada işin sahibi olan evli ve bir çocuklu genç bir kadının yardımcılığını üstleniyor. Kadıncağız küçük kızı ve kocası ile işi arasında kalmış vaziyette. Dışarıda bir işte çalışan bütün kadınlara vicdan azabı çektiren bir durumdur bu. Ve bu çeşit tatlı komedi filmlerinde kariyerli kadınlara her zaman “evlilik ve yuva her zaman kariyerden mühimdir” anlayışı empoze edilir. İşte bu sefer biraz tersi bir durum görüyoruz. Film bu anlayışa pek yüz vermiyor. Diyor ki “ Önemli olan işindir, sen bunu emeğinle kurdun, bu senin bir parçan. Bırakırsan pişman olursun. Bir yolunu bul, ailenle bir denge kur ama işinden vazgeçme.” 70 yaşın tecrübesi bunu söyleyince genç kadın daha hayattan öğrenecek çok şeyi olduğunu anlıyor. Bu öğüt aslında anne olan, evli olan ve işi ile evi arasında kalan bütün üretici kadınlara söylenmeli.
Bizim toplumumuzda çok daha yoğun olarak yaşanan “Aman, en önemli şey yuvadır” baskısı kadınlar tarafından biraz kulak ardı edilmeli. Çalışmak ve üretmek, kendini işe yarar hissetmek aslında bütün kadınlara iyi gelen bir duygu ve böylece çok daha sağlıklı aileler kurulabilir.