Tasarruf yapma imkanımız ve alışkanlığımız fazla yok. Toplum olarak tüketimi daha çok seviyoruz. Bizim tüketim alışkanlıklarımız hakkında yapılan araştırmalara göre parayı uzun vadede bağlamaktansa kısa vadede ulaşılabilir olmasını tercih ediyoruz. Yüzde 43’ümüzün hayalinde bahçeli ve havuzlu bir villada oturmak var. Depreme karşı kentsel dönüşüm projelerine başlayıp binlerce havuzlu apartman inşa etmek ancak böyle açıklanabilirdi. Yani biz var olan paramızı da hayallerimize ulaşmak için harcıyoruz. Havuzlu villanın yerini tutmasa bile eldekiler öyle bir yerde yaşarmış hissi yaratıyor. % 48.6 ‘mız dört kat ve üzeri binalarda yaşıyor. Bu oran çok ilginç çünkü çok kazanan Türkler ile az kazanan Türkler bu konuda birbirlerine çok yakın. Yani zenginimiz ile yoksulumuz arasında tüketim ve hayaller arasında çok az fark var ve bu dünyada parmakla gösterilecek istisnai bir durum.

Günlük Yaşıyoruz

Günlük Yaşıyoruz

Mesela Türkiye’deki en üstteki sosyoekonomik sınıf ortalama olarak  9.9 yılda bir eşyalarını değiştirirken en alttakiler 11.6 yılda bir bunu yapıyor. Eşya almak bizi ferahlatıyor. Zengin ya da fakir, en sık değiştirilen ve en değer verdiğimiz eşya ise televizyon. Hayallerin bir süre için bile olsa en kolay gerçekleştiği, dünyaya, daha çok Batı dünyasına açılan renkli cam. Sonuçta izleyip hayal kurmakla yetiniyoruz. Parayla yatırım yapmak ve üretici olmak pek bize göre değil.

Yoruma Kapalı.